Role Playing nedir?

[center]Aslına bakarsanız,tam olarak bende hiç denemedim.
O nedenle bu konu hakkında pek bi ilgim yok.
Kısaca şöyle denilebilir;
kendinizi rolünü oynayacağınız kişinin yerine koyun ve yazmaya tıpkı kitaptaki gibi başlayın^^
işte bu kadar basit


~Egenaz

xxxxx

(herkes istediği kişi olabilir,birden çok bella veya edward ve diğerleri olabilir!
Olaylar şu an ki zamanda da geçebilir örn; evet Jasper ve Alice'i gördüm settelerdi.
gibi gibi artık ne isterseniz xD)

Saatlerce dinmeyen yağmur artık sinirimi bozmaya başlamıştı.
Her ne kadar Forks'a alıştığımı sansam da birşeyler sürekli değişiyordu, bu da benim herşeyimi açıkça farkedilecek şekilde değiştiriyordu.
-Bella.

''Edward...'' diye mırıldanıyordum kendime. Hala inanamıyordum...
ah kahretsin mahvediyorum herşeyixD
kafayı yiyeceğim yakında

rp out:Ben yeni bir karakter olarak katılmak istiyorum mümkün mü?

Lord_Revan demiş ki:

rp out:Ben yeni bir karakter olarak katılmak istiyorum mümkün mü?

tabii ki de !

ben bella olamam ki zaten D:
ben ben ...
offf xD bulamadım D:

Rp in:
Bu yeni ortama ayak uydurmakta zorlanıyordum. Hoş şimdilik benim için her yer yeni denebilirdi. Lanet olsun diye düşündüm. Carlisle'nin dediğine göre ismim Alucard idi ve oldukça yaşlı bir vampirdim. Ama hiç birini hatırlamyor ve oldukça genç sayılabilecek vücuduma bakıyordum. Biliyordum ki vampirler bile bir süre sonunda yavaş yavaş yaşlanırlardı. Ama bende tersi olmuş gibi görünüyordu. Ne zaman hafızamı zorlasam bir ışık çakıyor ve başıma delicesine ağrılar giriyordu. Neyse diye düşündüm, Forks'un sokaklarında gezerken, Nasıl olsa sonsuzluğa kadar vaktim var.

ya ama ben sıçtım xD
ciddiyim =D

rp out: ne manada ayıptır sorması

Lord_Revan demiş ki:

rp out: ne manada ayıptır sorması

yapamıyorum...
o.O
ama tamam olmalı.

Edward yavaşça odanın kapısını araladı.
''Ne zamandır odama yavaşça giriyorsun?'' sorumu sorduktan sonra çekici olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim.
''Mmm'' sanırım işe yaramıştı. Edward'ın mermer kadar soğuk dudakları benimkilerle buluştu. Herzamankinin aksine, dudaklarını benimkilerden yavaşça uzaklaştırdı.
''Hadi, aşağıda misafirimiz var. ''
Kim olduğuna dair en ufak bir fikrim dahi yoktu.
''Edward?''
Soruma küçük bir öpücükle cevap verdi.
''Misafirimiz kim?''
''Eski bir dost.'' diyerek elimden tuttu ve merdivenlere doğru yöneldik.

Haffçe kanepede yaylmış uzanırken iki kişinin aşağıya indiğini çoktan anlamıştım. Biri insan diğeride cullen çocuklarından biri idi. İnsan olan culleni tamamiyle büyülemişti. Gerçekten ne buluyordu anlamamıştım bir türlü. Bir keresinde özel bir kokuyla ilgili bir şeyler açıklamaya başlamıştı ama bana göre insan insandı. Beni uyarmışlardı korkutucu tavrımı elimden geldiğince azaltmıştım. Emmett isimli olan o koca kaslarını göstererek kıza oldukça nazik davranmamı aksi takdirde kendisinin pek nazik olmayacağını ifade etmişti. Eminim onu alt ederdim ama Cullenler ile aramın bozulmasını istemiyordum. Bu nedenle arkamı dönüp yüzüme bir gülümseme oturtarak
-Merhaba. Ben Alucard, dedim.

-zıplıyorum araya-
İceriye kosarak girdiğimde Edward ve Bella merdivenlerden iniyorlardı ve Alucard onları selamlıyordu. Alucard'ı görünce yasadığım soku Alice hemen farketti. Hemen onun yanına gittim ve sordum 'Misafirimiz mi var?'
Herkesin bildiği gibi Cullenlarda pek misafire rastlanmazdı.
Edward'ın benim düsüncelerimi okuyabildiğini bilerek anlatmaya basladım: volturi Bella'nın pesindeydi. Ve ne kadar kötü olduğunu bilemesemde, Aro'nun yolda olduğunu biliyordum. Aslında Aro'yu özlemistim görsem fena olmazdı, hem Carlisle da eminim benim kadar özlemisti onu.

Bir anda ne olduğunu anlamadan salon kalabalıklaşmıştı. Birden bire edwardın zihinlerimizi yokladığını hissettim ve düşüncelerimi ona kapattım(kendime bir kaç upgrade yaptım mazur görün ) . Aniden Carlise içeri girerek
-Vay vay dedi herkes burada ve haberimiz yok.
Kesinlikçe aptal bir insan ifadesi diye düşündüm. Elbette hepimizin burada olduğunu metreler ötesinden anlayabilirdi ve nitekim anlamıştı da. Şu cullen ailesinin neden olduğumuz şey ile savaştıklarını anlamakta güçlük çekiyordum doğrusu.

Sanırım Bella yine gelmeyecek , tonlarca sesli mesajlarıma cevap vermemesi gibi...
Kabullenemediğim bir son bu.. Ne yapmalıyım acaba? Her dakika Edward'ın yanında olmasa belki herşey daha farklı olabilir ama olmuyor işte! Umarım yarın akşamki veda partisine gelir...

Edward'ın bahsettiği misafire baktım. Onlar gibiydi. Bunu soluk teninden ve simsiyah gözlerinden anlayabilmiştim. Susamıştı. Bu beni korkutmuyordu. Edward ve ailesinin yanında geçirdiğim vakitler artık buna alışmamı sağlamıştı. Edward beni odanın ortasına getirip misafire takdim ederken hafif bir şekilde gülümsedim.
"Bu Bella, Alucard. Bella, bu da sana bahsettiğim misafir Alucard."
Alucard'da benim gülümsememe karşılık verdi. Beni korkutmamaya çalıştığını anlayabiliyordum. Az önce içeri giren Carlisle "Bella'yla da tanıştığına göre içeri geçebiliriz sanırım." dedi.

bende bundan hiç hoşlanmıyorum başlarda mike bellaya ilgi gösterir gibi oldu ve bende bellaya alışmıştım buyüzden onunla kavga edemiyordum neyseki sonradan mikeın ilgisi bana döndü ve davetimi kabul etti ama hâla anlayamadığım birkaç şey var edward nasıl oluyorda bellaya ilgi duyuyor bella gerçekten bu kadar güzel bir kız mı? içten içe kıskanıyorum ama neyseki mike benimle